"İnsanlık için Büyük Sıçrayış"ın 40. yılı

20 Temmuz 1969’da, ABD’li astronot Neil Amstrong’un Ayda insanın ilk ayak izini bırakması, ABD Başkanı John F.Kennedy’nin 1960’ların başlarında uygulamaya koyduğu bir uzay programının doruk noktasıydı.

Bundan tam kırk yıl önce, 20 Temmuz 1969’da ABD’li astronot Neil Armstrong, ‘insanlık adına’ Ay yüzeyine ilk adımı attı. 16 Temmuz 1969’da dünyadan fırlatılan Apollo serisinden uzay araçlarının 11.sinde, Neil Armstrong ile birlikte iki astronot daha bulunuyordu: Buzz Aldrin ve Michael Collins.

Apollo 11’in mürettebatından Neil Armstrong ve Buzz Aldrin uzay aracından çıkarak, kaya parçacıklarından ve tozdan oluşan Ay yüzeyine ABD bayrağını dikmeyi ve daha sonra da sağ salim dünyaya dönmeyi başardılar. Böylece, ABD Başkanı John F. Kennedy’nin başlatmış olduğu Apollo serisinden araçların kullanıldığı uzay programı hedefine ve doruk noktasına ulaşmış oluyordu.
Apollo programı, Kennedy’nin 22 Kasım 1963’de uğradığı suikast sonucu ölmesiyle sekteye uğramadı Lyndon B. Johnson (1963-1969) ve ‘ünlü’ Richard Nixon (1969-1974) dönemlerinde de sürdürülerek, Apollo 17 uzay aracı Ay yüzeyini 14 Aralık 1972 tarihinde terkedinceye kadar devam etti. Üç buçuk yıldan daha kısa olan bu süre boyunca 12 ABD’li astronot daha ‘Ay Yürüyüşü’ yaptılar ve uzay arabaları ile dolaştılar. Bu arada dünyanın hemen her yerinden binlerce kişi, dünyadan yaklaşık 380,000 kilometre uzaktaki bu sahnede sergilenen gösterileri televizyonlarından hayret ve hayranlık içinde izliyordu. .

İnsanlığın Apollo programlarından kazanımları
Apollo programları tamamen stratejik ve politik kaygılarla başlatılmış olsalar da, Ay’a ayak basılması Ay yüzeyinde yapılan gözlemler yoluyla ve dünyaya incelenmek üzere getirilen 368 kilogram ağırlığındaki Ay örnekleri sayesinde önemli bilimsel sonuçlara ulaşılmasını da sağladı. Bilim insanları, Ayın daha önceden hiç bilinmeyen yapısını ve geçmişini, kraterleri ve Ay yüzeyini kaplayan düzlükleri, yani Ay denizini (maria) inceleyerek anlamaya başladılar. Apollo araştırmalarının bulguları, güneş sisteminin başlangıcında, Mars büyüklüğündeki bir kütlenin dünyaya çarparak Ay’ı oluşturmaya yetecek kadar bir kitleyi uzay boşluğuna savurduğunu destekler nitelikte.

Faturası ne oldu?
Kennedy programı ilan ederken, yaptığı konuşmanın olumlu etkisini bertaraf edeceğinden çekindiğinden olsa gerek, bir maliyet rakamı telaffuz etmemiş, bunun daha önceki hiç bir uzay projesiyle karşılaştırılamayacak kadar pahalı olacağını söylemekle yetinmişti. Gerçekten de öyle oldu: Örneğin, NASA’nın 1966 yılı bütçesi 4.5 milyar ABD dolarıydı bunun yaklaşık üçte ikisi Apollo programlarına ayrılmış durumdaydı. Bugünkü değerlerle 150 milyar doları bulan toplam harcama o dönemde, Güneydoğu Asya’da yürütülen savaşa yapılan harcamalarla birlikte inanılmaz rakamlara ulaşıyordu. ABD hükümeti uzayda Sovyetler Birliği’nin hakimiyetine darbe vurmak için bu harcamalarda hiçbir kesintiye gitmedi.