İki yılda nasıl profesör olunur?

Antalya Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ndeki profesörlük ataması akademik bir skandalı ortaya çıkardı. Aynı bölümde görev yapan iki doçentin başvurusunu değerlendiren jüri, beş yılık doçent olan Günseli Orhon yerine, iki yıllık doçent olan Şerafettin Karakaya’yı atadı.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği’nin yayını olan ‘Akademik Bilinç’ bülteninde, üniversitelerdeki akademik yükseltmelerin geldiği boyutu gözler önüne seren çarpıcı bir skandala yer verildi. Akademik Bilinç Bülteni’nin Nisan 2012 sayısında yer alan habere göre, 15 Mayıs 2011 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü tarafından akademik kadro ilanı verildi. Eğitim Bilimleri bölümü için açılan bir profesörlük kadrosuna Doç. Dr. Günseli Orhon ile aynı bölümde görev yapan Doç. Dr. Şerafettin Karakaya başvurdu. Ancak kadroya Şerafettin Karakaya atandı. Doç. Dr. Günseli Orhon da, Karakaya’nın doçentlik belgesinin şaibeli olduğu ve kurulmuş olan profesörlük jürisinin usulsüz olduğu gerekçesiyle atamaya itiraz ederek iptali için İdari Mahkeme’ye başvuruda bulundu.

Mahkeme kararıyla doçent oldu
Doç. Dr. Orhon’un iddiaları akademik bir skandalı da ortaya çıkarttı. Doçentlik unvanını Mayıs 2006’da Üniversitelerarası Kurul’dan alan ve 5 yıl fiilen Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı’nın kurucu öğretim üyesi olan Orhon, ana bilim dalı başkanı olarak doçentlik kadrosunda çalışıyordu. Profesörlük için başvuran Şerafettin Karakaya’nın ise, doçentlik unvanını 2010 Kasım’ında aldığını kaydedildi. Yükseköğretim mevzuatında, profesörlük kadrosuna başvuran kişilerin en az 5 yıl fiilen doçent olarak görev yapmaları gerektiğinin altı çizilen haberde, “Şerafettin Karakaya ise, kendisinin aslında 2006 yılında girdiği doçentlik sınavında jüri üyelerinden birisi tarafından haksızlığa uğradığını, bu nedenle İdari Mahkeme’ye başvurduğunu, mahkemenin de kendisine doçentlik unvanı verdiğini ileri sürdü” ifadelerine yer verildi.

'Rektörlük görevi ihmal etti'
Karakaya’nın, 2010 yılında girdiği doçentlik sınavında jüri üyelerinden birisi tarafından haksızlığa uğradığı savıyla idari mahkemeye başvurduğunu ve idare mahkemesinin de kendisine doçentlik unvanını verdiğini iddia ettiği bilgisine yer verilen haberde, Karakaya’ya aslında idare mahkemesi tarafından 2010 yılında verilen doçentlik unvanının, 2006 yılına hitaben verildiği kaydedildi. Bu durumda Doç. Dr. Karakaya’nın bu görev süresini tamamlamadan profesörlük kadrosuna başvuramayacağının altı çizilen haberde, başvursa bile talebinin rektörlük makamı tarafından geri çevrilmesi gerektiği vurgulanarak, “Karakaya 5 yıl önce zaten doçent olduğunu, bu nedenle de profesörlük kadrosuna başvurma hakkı olduğunu söylemiştir. Özellikle geçmişe yönelik bu tür tartışmalı bir uygulamayı talep eden ve idari mahkeme kararı ile alındığı iddia edilen unvanla ilgili rektörlük makamının Danıştay’ın kesinleşmiş kararını dikkate almadan atama yapması, görevde ihmal zafiyetini doğurmuştur” denildi.

Karakaya'nın baş döndüren yükselişi şaşırttı
Bu gelişmeler üzerine durumu Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mimar Türkkahraman’a aktaran ve haksızlığa uğradığını ifade eden Orhon’a dekanın yanıtı, idare mahkemesi kararına atıfta bulunularak Karakaya’nın kendisinden on gün önce doçent olduğu yönünde olduğu kaydedilen haberde, her iki adayın başvurularını değerlendiren jürinin, açılan kadroya Karakaya’yı atadığı belirtildi. Atamadan iki gün sonra Eğitim Fakültesi Dekanı tarafından Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı olarak atanan Karakaya’nın, bu hızlı atamaların ardından iki hafta içinde de hem Eğitim Fakültesi Kurulu’na hem de Yönetim Kuruluna seçildiği belirtilirken, hızlı yükselişi bununla da sınırlı kalmayan Karakaya, üniversite senatosunda eğitim fakültesi senatörü olarak atandığı ifade edildi.

Danıştay Karakaya'nın doçentliğini iptal etmiş
Bu gelişmelerin ardından yasal hakkını kullanarak duruma itiraz eden Doç. Dr. Günseli Orhon, gelişmeyi idare mahkemesine taşır. Orhon’a göre idare mahkemesi kararıyla 5 yıl öncesine dayalı doçentlik unvanıyla profesörlük kadrosuna başvurulamaz. 14 Mart 2012 tarihinde Orhon’un başvurusuna yanıt veren idare mahkemesi, Karakaya’ya doçentlik unvanını veren mahkeme kararının Danıştay tarafından iptal edildiğini bildirir. Bu bilginin ardından üniversitelerde yaşanan atama skandallarından biri daha gün ışığına çıkar. Buna göre mahkeme kararıyla 5 yıl öncesine dayalı doçentlik unvanıyla profesörlük kadrosuna başvurmak çok açık bir usulsüzlükken, Karakaya’nın Danıştay’ın iptal yazısına rağmen bu başvuruyu yapması ev üniversite yönetimi tarafından atamasının yapılması çifte skandal olarak adlandırılıyor.

Eğitim Fakültesi iki yıllık doçente teslim edildi
Konuyla ilgili hukuki sürecin devam ettiğinin belirtildiği haberde, bu gelişmenin bir atanma meselesini aştığı belirtilerek, “yaklaşık bir yıldır idari görevlere getirilen, akademik kurula ve yönetim kuruluna ataması yapılan bir profesörün aslında doçentliği aldığı tarih 2010’dur. Yani iki yıllık bir doçent, şu anda Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde hak etmeden atandığı anabilim dalı başkanı olarak görev yapmakta, tüm akademik ve idari görevlerini ‘profesör’ kadrosuyla yürütmekte ve bu şekilde haksız gelir ve prestij elde etmektedir” görüşüne yer verildi.

'Devleti kandıranlar faturayı ödesin'
Akademik Bilinç Bülteni’nde yer alan haberde, Karakaya’ya profesörlük kadrosu veren jüri üyelerinin özgeçmişlerine de değiniliyor. Beş jüri üyesinden ikisinin eğitimci olmadığı bilgisine yer verilen haberde, bir jüri üyesinin de eğitim programları ve öğretim alanında yer almadığının altı çizilirken diğer bir jüri üyesi olan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mimar Türkkahraman’ın eğitimci değil, siyaset sosyoloğu olduğu kaydedildi. Öte yandan jüride yer alan üyelerden ikisinin Doç. Dr. Karakaya’nın lisans döneminden sınıf arkadaşı ve mesai arkadaşı olmalarının kişisel ilişki şüphesi yarattığı öne sürülen haberde, “Doç. Dr. Şerafettin Karakaya’nın kendi unvanıyla ilgili Danıştay iptalini bilmemesi mümkün olamayacağına göre, kime ve neye güvenerek profesörlük kadrosuna başvurmuştur? Kime güvenerek, bu kadroyu hem yayınlarıyla, hem de görev süresiyle gerçekten hak eden diğer bilim insanının kadro hakkını işgal etmiş ve etmeye devam etmektedir? Akdeniz Üniversitesi yönetimi neden ve nasıl idari mahkeme kararıyla alınan bu şaibeli doçentliğin akıbetini ve temyiz sürecini inceleme gereği duymamış, kararla ilgili son nokta olan Danıştay kararını istememiştir? Tüm akademisyenler adına, bu soruların yanıtsız kalmaması gerekir ve yanlış kararların faturası bu kararları alan, devleti kandıran kişilerce bir an önce ödenmelidir”denildi.

Akdeniz Üniversitesi’nde tartışmalara neden olan skandalla ilgili yargı süreci devam ederken, Karakaya’nın doçentliğinin Danıştay tarafından iptal edilmesine ilişkin yazının YÖK Hukuk Müşavirliği tarafından Akdeniz Üniversitesi’nin ilgili kuruluna gönderildiği öğrenilirken, Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin resmi web sayfasında Karakaya’nın unvanının ‘Prof. Dr.”, aynı sayfadaki akademik özgeçmiş bölümünde ise ‘Doç. Dr’ olarak belirtilmesi dikkat çekti.

Yusuf Yavuz