Evrim tartışmalarına yeni bir katkı: Endosimbiyoz

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi (NASA)'nın finanse ettiği bir araştırma, iki farklı sınıf prokaryot hücrenin birleşmesinin dünyada yaşamın evrimi sürecinde önemli bir rol oynamış olabileceğini ortaya koydu.

Türkiye'de ve dünyada evrim tartışmaları sürerken araştırmacılar evrim kuramını destekleyen yeni bulgulara ulaşıyor. Kaliforniya Üniversitesi – Los Angeles (UCLA) Astrobiyoloji Merkezi'nden moleküler biyolog James A. Lake, 3000'den fazla prokaryotta (çekirdeği olmayan bir çeşit tek hücreli canlı) bulunan proteinleri karşılaştırarak, iki ana sınıftan görece basit mikroskobik canlıların yaklaşık 2.5 milyon yıl önce birleştiğini ortaya koydu. NASA tarafından duyurulan haberde, Lake'in araştırmasının dünyada yaşamın evrimi sürecinde yeni bir izi ortaya çıkardığı belirtildi. Çalışma aynı zamanda Nature dergisinin dijital versiyonunda yayınlandıi.

Endosimbiyoz olarak adlandırılan hücre birleşmesi olayı sayesinde, güneş ışığını kullanarak fotosentez yoluyla enerji üretebilen kararlı organizmaların oluşması mümkün oldu. Evrimsel sürecin devamında, yan ürün olarak oksijen üreten fotosentetik canlılar ortaya çıktı. Dünya atmosferine oksijen salınması dünyada yaşamın evrimini ciddi şekilde etkiledi ve insanın da atası olan oksijen tüketen kompleks yapılı canlıların evrilmesine katkıda bulundu.

"Daha üst düzey yaşam bu olay olmaksızın mümkün olmazdı" diyen Lake, bu iki ilkel prokaryotun evrildiği dönemde dünya atmosferinde serbest oksijen bulunmadığını, bu nedenle oksijen tüketen canlıların yaşamasının imkansız olduğunu belirtti.

Araştırmacılara göre, bu iki organizmanın genetik donanımları ve yapısal organizasyonları bir araya gelerek, çift zarlı prokaryot denilen canlıları meydana getirdi. Bu canlılardan olan cyanobacteria, evrim sürecinde dünyadaki ana oksijen üretici haline geldi ve atmosferin kimyasal içeriğinin değişmesine yol açtı. Bu da bitkiler ve hayvanlar gibi yüksek yapılı organizmaların evrimleşmesini mümkün kıldı.

Neden önemli?
Arlington'daki Ulusal Bilim Vakfı (Naitonal Science Foundation) ile birlikte çalışmayı finanse eden NASA Ames Araştırma Merkezi'ndeki NASA Astrobiyoloji Enstitüsü'nün müdürü Carl Pilcher, bu çalışmanın, bir grup organizmanın nasıl bir araya gelip güneşten yararlanmayı öğrendiklerine ve dünyanın gördüğü en büyük çevresel değişimi etkilediklerine dair kavrayışımız açısından büyük bir ilerleme olduğunu kaydetti.

Türkiye açısından değerlendirildiğinde bu gelişme, son derece güncel ve bir o kadar bilgi kirliliğine maruz kalmış evrim tartışmasına bir katkı sunuyor. Bilimsel literatürde Endosimbiyotik Teori (Endosymbiotic Theory) olarak bilinen kurama göre, yüksek yapılı canlıların temel yapıtaşı olan ökaryot hürcelerde (çekirdeği bulunan hücre) bulunan mitokondri ve plastidler de endosimbiyoz sayesinde bu hücrelere dahil oldu. Bir bilimsel kuram olmasının da etkisiyle halen üzerinde tartışılan, bununla birlikte pek çok açıdan desteklenen bu kuram, geçtiğimiz günlerde gazeteci Yiğit Bulut'un Habertürk'te yayınlanan "Sansürsüz" adlı programında gündeme gelmişti. Bilindiği üzere Yiğit Bulut, evrim kuramına dair özgün sayılamayacak itirazları nedeniyle gerici basının sempatisini kazanmış bir gazeteci.

Programda evrim karşıtlarının bilindik itirazlarının yanısıra endosimbiyoz kuramı hakkında da çeşitli iddialar dile getirilmişti. Programın yayınlandığı tarihten altı gün sonra NASA tarafından duyurulan ve Nature dergisinde yayınlanan bu çalışma, programda dile getirilen iddialara bir nevi yanıt niteliği de taşıyor. Bunun sebebi olarak, hem endosimbiyoz olayının gerçekleştiğine dair kanıtların artıyor olması, hem de kimi modern bilim insanlarının evrim sürecinde canlılar arasındaki simbiyotik ilişkilerin önemli rol oynadığına dair katkılarının bu sayede destekleniyor olması gösterilebilir. Simbiyotik ilişkiler ile genel olarak canlıların geliştirdikleri bir arada yaşama biçimleri kastediliyor ve endosimbiyoz olayı bu ilişki biçimlerinden bir tanesi olarak açıklanıyor. Simbiyotik ilişkileri içinde canlıların beraber evrimleştikleri ve bu ilişkilerin evrim sürecinde önemli rol oynadığı görüşünü savunan bilim insanlarının bu yaklaşımı, evrim kuramının çürütüldüğünü iddia edenlerin karşı argümanlarından daha makul tezler içeriyor zira bu yaklaşım, evrim kuramının kendisi gibi, somut bulgulara dayalı ve sınanabilir bir yaklaşım olarak ortaya konuyor.