Erdoğan'ın açılışını yaptığı tesis 'Türkiye'nin CERN'i' mi?

Dün Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla açılışı yapılan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Proton Hızlandırıcı Tesisi, basında "Türkiye'nin CERN'i" olarak nitelendirildi. İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Alper Dizdar, konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Dün açılışı yapılan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Proton Hızlandırıcı Tesisi medyanın önemli bir bölümünde "Türkiye'nin CERN'i" olarak nitelendirildi. Açılaşa katılan Başbakan Erdoğan da tesiste nükleer teknoloji üretimi yapılacağını belirtti ve sözü nükleer enerjiye getirdi. Konu ile ilgili görüşünü aldığımız İstanbul Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Alper Dizdar, söz konusu tesisi "Türkiye'nin CERN'i" olarak nitelemenin yanlış olduğuna ve CERN'in bir bilimsel araştırma merkezi olduğuna dikkat çekti.

Dizdar, açılışı yapılan tesisin nükleer enerji ile bir ilgisinin olmadığını ifade etti.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Proton Hızlandırıcı Tesisi'ne "Türk CERN'i" demek doğru mu?

Doğru değil. Bu tesisi parasını verip alabileceğiniz bir makineye benzetebiliriz. Makinenin özelliği tıpta teşhis aşamasında kullanılan, radyo farmasotik denilen, bir tür “ilaç” üretmesi.

Ayrıca benzer radyo farmasotikler Eczacıbaşı-Monrol tarafından, daha küçük ve farklı teknolojili hızlandırıcılar kullanılarak Türkiye’de 1990’lardan beri üretiliyor.

Alper Dizdar'ın soL okurlarına CERN'i tanıtmak için kaleme aldığı iki yazı için: 2012'de CERN ve Türkiye ve CERN'de yeni yıl başladı...

CERN ise başka özellikleri olsa da öncelikle bir araştırma merkezi. Makine analojisinden hareket edecek olursak yani bu tip makinelerin geliştirilebildiği bir yer.

İlginç olan şu ki bu proton hızlandırıcısı her şeyin özelleştirildiği bir dönemde tıp alanında kurulan yeni bir KİT aslında. TAEK’e bağlı ve nükleer tıp uygulamaları olan hastanelere ürün satacak. Önümüzdeki yıl başlayacak hatta ihracat yapabileceklerini düşünüyorlar. Sonrasında nasıl bir gelişme gösterir bilemiyorum ama kamunun elindeki eski ilaç fabrikalarının kapatıldığı bir dönemde, mesela Eczacıbaşı’na devredilmesi çok şaşırtıcı olmayacaktır.

Bu tesiste ne tür araştırmalar yapılacak? Başbakan Erdoğan söz konusu tesisin açılışında, "Türkiye'nin bu tesisle nükleer teknolojiyi, bu teknolojinin ürünlerini üretme noktasında farklı bir boyuta yükseldiğini" söyledi? Doğrudan teknoloji üretimine vurgu yapılması doğru mu?

Söylediğim gibi araştırma işlevi oldukça geri planda kalan bir tesis bu. Dolayısıyla herhangi bir teknoloji üretimi beklemek çok iyimser bir yaklaşım olur. Hele ki nükleer teknoloji beklentisi cehaletle açıklanabilir ancak.

Öyle bir durumdayız ki, normalde Türkiye için önemli olması mümkün yeni bir tesise sevinemiyoruz bile. Yani süt dağıtımına nasıl karşı olabiliriz? Fakat adamlar çocukları zehirlemeyi becerebiliyorlar böyle bir şeyle… Nükleerle ilgili çeşitli tartışmalar yılarca sürdü. Şimdi bu adamlar eliyle yapılması söz konusu. Sütle çocuk zehirleyebilenler, nükleerle neler neler yapar kimbilir…

Tesisin nükleer enerji ile bir ilgisi var mı?

Tıpta kullanılacak olması basitçe nükleer enerjiyle ilgili bir fikir verebilir. Tıp amaç olarak insanı yaşatmayı hedefleyen bir alan. Kısaca insana en az zararlı olacak şekilde hızlandırıcı teknolojisinin kullanılması denebilir. Röntgen cihazından çok farklı değil aslında. Dolayısıyla bir alakası yok diyebilirim kısaca.

Açılan tesis Türkiye'nin Cern üyeliği açısından ne ifade ediyor?

Eğer bu tesise her gün kırk kere “Türkiye’nin CERN”i dersek, ayrıca bir de Cenevre’ye gitmemize gerek olmaz. Hayır, ben bunu bugün şaka olarak söylüyorum ama yarın bir maliye bürokratının böyle bir rapor hazırlaması en azından benim için şaşırtıcı olmaz.

(soL - Bilim)