Az kalori = uzun ömür + sağlıklı yaşlanma

Makak maymunları üzerinde gerçekleştirilen 20 yıllık bir deney, düşük kalorili bir diyetin uzun ömre faydasını gösterdi.

soL (DIŞ HABERLER) Yaşlanmanın nasıl gerçekleştiği, ve niye gerçekleştiği, biyolojinin halen cevaplanmamış sorularından biri. 20. yüzyılın başında araştırmacılar, yetişkin farelere düşük miktarda kalori içeren yiyecek vermenin ömürlerini uzatabildiğini farketmişlerdi. Daha sonra bu kalorik sınırlama-uzun ömür ilişkisi başka model organizmalarda, örneğin basit bir solucan olan nematod ve sirke sineğinde de keşfedildi. Ancak bu etkinin insanda geçerli olup olmadığı tartışma konusuydu.

ABD'de Wisconsin Ulusal Primat Araştırma Merkezi'nde 1989 yılında makak maymunlarıyla başlatılan bir araştırma, bu soruya cevap arıyordu. Makak, insana anatomik, fizyolojik ve genetik (yüzde 93) benzerliği nedeniyle, insan hastalıklarını ve özelliklerini anlamak için çok iyi bir model. Araştırma kapsamında 20 yıl boyunca yaklaşık kırk makak normal diyetle beslenirken, kırk maymuna ise normalin yüzde 30 altı kalori içeren besin verildi.

Halen devam eden çalışmanın kısmi sonuçları Science dergisinin bu haftaki sayısında yayınlandı. Makaklar ortalama 27, azami ise yaklaşık 40 yaşına kadar yaşıyorlar. 1989'dan bugüne normal beslenen makaların yüzde 50'si hayatta kalırken, sınırlı kaloriyle makakların yüzde 80'i hayattaydı.

Dahası, araştırmacılar makakların daha sağlıklı yaşlandıklarını da gösterdiler. Kalorik sınırlandırmaya tabi yaşlı makakların yaşıtlarına göre kas güçleri yüksek, kan şekerleri daha normal, kanser sıklığı daha az, kalp rahatsızlıkları daha seyrekti. Hatta yaşlanmayla birlikte gerçekleşen normal beyin büzülmesi süreci de, kalorik sınırlandırma sonucu bazı beyin bölgelerinde daha az yaşanıyordu.

Araştırma halen devam etmekte olsa da, şu ana kadarki sonuçlar kalorik sınırlandırmanın ömür uzatıcı etkisinin insanlarda da genel olarak geçerli olduğunu ima ediyor.

Ancak bu etkinin nasıl gerçekleştiği halen tartışmalı: Bir olası etki, metabolizmayı düşürerek, vücutta metabolizmanın zararlı yan ürünlerinin daha az üretilmesini sağlamak olabilir. Bu, bir motoru düşük hızda çalıştırarak egzos çıkışını sınırlamaya benzetilebilir. Bir ikinci olası etki ise, düşük metabolizmanın vücudu koruyucu etkenleri harekete geçirmesi. Bu da egzosa filtre takmaya benzetilebilir.

Uzmanlar, bu almaşıklardan hangisinin geçerli olduğunu anlamak için yeni araştırmalara ihtiyaç olduğuna işaret ediyorlar.