ABD'deki balıklar da Fukuşima felaketinden etkilendi

Yapılan bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin batı sahillerinde yakalan sarıkanat orkinos balık numunelerinde az miktarda Fukushima reaktör felaketinin izlerini taşıyan radyasyonun bulgularına rastlandı.

Oregon State Üniversitesi (OSU) ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nde bulunan ve disiplinlerarası çalışmalar yapan bir ekibin yaptığı araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) batı sahillerinde yakalan sarıkanat orkinos balık numunelerinde az miktar da olsa Fukuşima reaktör felaketinin izlerini taşıyan radyasyonun bulgularına rastlandı.

Araştırmacılar, bugüne kadar test edilen balıkların radyasyon seviyesinin balık tüketen insanlar için risk teşkil edebilecek seviyenin çok altında olduğunu, bu verilerin ilk bulgular olduğunu ve daha fazla balığın incelenmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Ancak bu bulgular Pasifik sarıkanatlarının göçmen yaşamları boyunca seyahat ettikleri yerler ve okyanusun bir parçasında olan bir olayın binlece kilometrelik besin ağını nasıl etkilediği konusunda yeni bilgiler sağlayabilir.

Araştırmanın bulguları
Ekip Mart 2011 Japonya’da olan tsunami ve ardından gerçeleşen Fukuşima Daiçi nükleer reaktör felaketi ile okyanusa radyoaktif madde yayılmasının öncesinde ve sonrasında ABD batı sahilinde balıkları toplamış ve test etmiş.

OSU’nun Radyasyon Sağlık Fiziği programında yüksek lisans araştırmacı ve projede yardımcı araştırmacı olarak görev yapan Delvan Neville, hala yeni balıklar üzerinde inceleme yaptılarını ama şimdiye kadar tespit edilen radyasyonun insan güvenliği için endişe edilebilecek seviyenin altında olduğunu belirtiyor. Ayrıca Neville’in üstünde durduğu bir nokta ise insanların doğada düzenli olarak radyosyona maruz kaldıkları ve yıl içinde aldıkları normal radyasyon miktarında yüzde bir oranındaki artışın ancak 4 bin kilo civarında sarıkanat tüketilmesiyle olabileceği.

Neville 27 Ekim tarihinde Floransa’da gerçekleşecek Heceta Head Kıyı Konferansı’nda ekibin ön bulgularını sunacak. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA)’nin Kuzeybatı Balıkçılık Bilim Merkezi’nde biyolog olan ve araştırma ekibinin başında buluna Richard Brodeur, Kuzey Pasifik Deniz Bilimleri Organizasyonun (PICES) Japonya’da gerçekleşen yıllık toplantısında aynı bulguları daha önce paylaşmıştı. Araştırmacıların bu bulgulara dayanarak bir bilimsel yayın yapma planları da var.

Daha önce de bulunmuştu
OSU Ekibinin bulguları California’daki başka bir araştırma grubunun Kaliforniya sahilinde yakladığı mavi yüzgeçli orkinoslarda Fukuşima kaynaklı radyonükleit izleri bulup mayıs ayında ilan ettikleri sonuçlarla da tutarlılık gösteriyor.

Mart 2011 gerçekleşen tusunami ve reaktör felaketinden kısa bir süre sonra, ABD Çevre Koruma Ajansı, Gıda ve İlaç İdaresi ve NOAA ortaklaşa kayda değer radyasyon seviyesinde kirlenmenin olabileceği düşünülen orkinos balıkları gibi ABD deniz ürünlerinin “yüksek güvenli” olduğunu söylemişti. Ajans tablolara dayanarak, Oregon Orkinos Komisyonu gibi balıkçılık organizasyonları 2 ile 5 yaş arası orkinosların göç yollarının radyasonun sızdığı bölgede olmamasına dayanarak sızıntıdan etkilenmeyeceğini tahmin ediyorlardı.

Fakat orkinosların göç etmeleri va davranışlarının ayrıntılarına bakan bilim insanları ajansla aynı fikirde değil. Bazı araştırmacıların iddiaları bütün orkinosların batı Pasifik sularında aynı rotada göç etmediği ve ABD batı sahillerindeki beslenme alanlarını aynı olmadığı yönünde. Bazılarının da Kuzey Pasifik orkinoslarının iki farklı göç yolunu takip ettiği yönünde iddiaları var.

Daha fazla kanıt gerekiyor
OSU Koleji Toprak, Okyanus ve Atmosfer Bilimleri'nde lisansüstü balıkçılık-araştırmacılık yaptıktan sonra, 2011’de felaketin Japonya'da vurduğu sırada Oregon Deniz Grant’ın desteği ile araştırma yapmakta olan Jason Phillips tarafından merak edilen bir soru da, Fukuşima nükleer santrali tarafından yayılan radyasyonun balık göçü hakkında bazı soruları çözmeye yardımcı olmak için bir çeşit "doğal etiket" olarak kullanılabilir olup olamadığı. Phillips ortaya pilot bir çalışma koydu ama daha çok balık örneğine ve düşük radyosyon oranlarının ölçümü için daha fazla ekipmana ihtiyaç duydu.

Araştırmacılar, avlanan balık örneklerinde Fukuşima kaynaklı olan Sezyum-137 (Cs-137) ve Sezyum-134 (Cs-134) izotoplarına rastladı.
Bu özel bileşimli radyoakatif izotoplar nükleer fisyon tepkimesinde ve yaygın olmamakla beraber nüklear silah yapımında kullanılıyor. Özellikle Cs-134 bozunmasının çok hızlı olması— ki yarı ömrü iki yıldan biraz fazla — nedeniyle Fukuşima nükleerinin çok önemli "parmak izi" olarak görülüyor. Bilim insanları Cs-137’nin muhtemel diğer kaynaklardan gelebilirken, Cs-134 sadece Fukuşima reaktörlerinden gelmiş olabileceğinin altını çiziyor.

Ama araştırma yapan ekibin daha bu radyoaktivite bulgularını desteklemek için daha fazla kanıta ihtiyacı var. Jason Phillips diğer bilim insanları gibi geçen yazı Oregon ve Washington kapalı denizinin yanı sıra West Coast boyunca balıkçılardan ve diğer kaynaklardan balık toplayarak geçirdi. Delvan Neville onlarca labaratuvarda standart dondurulmuş balık testlerine karşı kendi yöntemlerini uyguladı ve aynı sonuçlara ulaştı. Onlar örneklerini Washington eyaletindeki Radyasyondan Korunma Ofisiyle paylaştı. Örnekler ofiste bulunan radyasyon sağlık fizikçisi Lynn Albin tarafından ek onay amaçlı analiz ediliyor.

Daha fazla balık test edilmekete ve sonuçlar ilk bulgularala uyum gösteriyor. Balıklarda felaketten önce Cs-134’e rastlanmazken, felaket sonrası yakalanan çok sayıda balıkta izotopun izlerinde rastlandı.

"Test edilen 70 kilo balıkta görülen şey budur" diyen Neville bir iki örneğe bakarak popülasyon hakkında birşey söylenemeyeceğini, beş ya da altı örnek üzerinde çalışıldığında birtakım tahminlerde bulunulabileceğini, kendilerinin bu zamana kadar iki gruba uygun düşmüş 18 örnek üzerinden popülasyon hakında bazı tahminlar yapmaya başlayabileceklerini ifade ediyor.

(soL - Bilim)